17 Aralık 2009 Perşembe

BÜYÜKOVALAR

Konu: Büyük ova koruma alanları hakkında
Hazırlanması ve yasalaşmasında TEMA’nın belirleyici katkısı bulunan 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu’nun 14. maddesinde özetle “Tarımsal potansiyeli yüksek olan ve çeşitli nedenlerle toprak kaybı ve arazi bozulması sorunlarını yaşayan büyük ovaların il Toprak Koruma Kurullarının görüş ve önerileri değerlendirilerek Bakanlar Kurulu kararıyla koruma altına alınacağı” hükmü bulunmaktadır. Aynı maddede ayrıca; “illerde bulunan Toprak Koruma Kurullarının görüşleri yönünde konunun Bakanlar Kuruluna götürülmek üzere Tarım ve Köyişleri Bakanlığına iletilmesi” hükmü de yer almaktadır.

Vakfımızın toplumsal sorumluluk anlayışı gereği, anılan Kanun’un bütün hükümleriyle ve ilkeli bir yaklaşımla uygulanmasına çaba gösterilmesi ve uygulama süreçlerinde görev üstlenilmesinin uygun olduğu düşünülmüştür.

Özetlenen bu anlayış doğrultusunda; sorunun nasıl çözüleceğinin araştırılması anlamında 2007 yılında bilimsel nitelikli bir çalıştay düzenlenmiş, ilgili bilim insanı, uzman ve bürokratların katıldığı bu çalışma 13.7.2007 tarihli teknik raporla değerlendirilmiştir.

Konu 25-26 Ekim 2008 tarihlerinde Antakya’da yapılan temsilciler genel toplantısında tekrar gündeme getirilmiş ve Sayın Hayrettin KARACA’nın da katkılarıyla “büyük ovaların koruma altına alınmasına çalışmanın, TEMA örgütünün bütününün yakın gündemi olması” yolunda, oy birliği ile bir ilke kararı alınmıştır.

Alınan kararın yaşama geçmesine katkısı olabileceği düşüncesi ile “kamuoyu oluşturmak, toplumsal duyarlık yaratmak amaçlı” ve Ek:1 de iletilen 15.12.2008 tarihli bilgilendirici ve yönlendirici nitelikli bir metin hazırlanmıştır. (Ek:1)

Konuya ilişkin TEMA sorumluluğunun kısaca tanımı, Kanun’un 14’ncü maddesinde yer alan özel hükmün ayrıntılı analizi, büyük ova belirleme süreci aşamalarının açıklanması ve yapılacak büyük ova saptamasının hangi bilimsel veri ve göstergelere dayanması gerektiğinin belirtilmesi amaçlarıyla ise Ek:2 de iletilen 14.1.2009 tarihli ve yol haritası özellikli metin hazırlanmıştır. (Ek:2)

Konu hakkında özel ilgi ve duyarlık gösteren temsilcilerimizin ve ilgili bilim insanlarının katkılarıyla oluşturulan format taslakları üzerinde çalışıldıktan sonra oluşturulan ve “büyük ova belirlenmesinde temsilciliklerimizce kullanılması düşünülen” format da Ek:3 de gönderilmektedir. (Ek:3)

Yazımız ekinde iletilen belgelerin yeterince incelenerek, biri birini izleyen ve bütünleyen aşağıdaki çalışmaların yapılmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

1.Çalışmaya başlamadan Ek:1 de iletilen ve yol haritası özelliği taşıyan metin yeterince incelenerek değerlendirilmelidir.

2.Anılan metinde yer alan süreç aşamaları biri birini izleyerek yaşama geçirilmelidir. Çalışmaya TEMA temsilcisi öncülük etmiş olsa bile, valiliklerin, tarım müdürlüklerinin, fakültelerin, araştırma kuruluşlarının, toprak uzmanı teknik elemanların ve Ziraat Mühendisleri Odası gibi demokratik kuruluşların ilgi ve katkıları sağlanarak, konuya sahip çıkmaları mutlaka gerçekleştirilmelidir.

3.Sürecin çok önemli bir boyutunu da il kamuoyunun ilgisini ve duyarlığını sağlamak, bu duyarlığı toplumsal bilince ve toplumsal talebe dönüştürmek oluşturmalıdır. Bu amaçla, Ek:2 de iletilen ve “yurt toprağına sahip çıkalım” ifadesi ile başlayan yönlendirici metinden yararlanılabilir ve bu metin geliştirilebilir. Koruma altına alınması öngörülen ovaya köylüsü ile kentlisi ile yöre halkının sahip çıkması ve bunu demokratik bir talebe dönüştürmesi son derece belirleyici olacaktır. Sonuç olarak medyanın tüm olanaklarının kullanımıyla, afiş broşür ve benzeri araçların katkısıyla, il kamuoyunun soruna sahip çıkması ve bunu bir toplumsal talep haline getirmesi sağlanmalıdır.

4.Çalışmalara başlamadan konu il Toprak Koruma Kuruluna getirilmeli, ekli belgelerden yararlanılarak kurul üyeleri bilgilendirilmeli ilgileri ve katkıları öngörülmelidir.

5.Çalışmaya başlarken, önce il sınırları içinde ya da bir başka illerin sınırları ile ortak olan büyük ovanın olup olmadığı konusunda genel bir değerlendirme yapılabilir. Örneğin; Kazova diye bilinen ova Tokat ili sınırları içindedir ama, Konya ovası diye bilinen alan Konya, Ankara, Kayseri, Niğde ve Nevşehir il sınırlarını da kapsayabilmektedir. Büyük ova tanımlaması için gereken ayrıntılı bilgi ve veriler işlenmeden, genel bilgi ve belgelerden yararlanılarak ilde gerçekten bu nitelikte alan olup olmadığı ön saptaması yapılmalıdır.

6.Bu genel değerlendirme sırasında il Tarım Müdürlükleri ve ilde bulunabilecek konuyla ilgili fakülte ve araştırma kuruluşlarını görüş ve katkılarının da alınması uygun olacaktır.

7.Kanunda yer alan hüküm “büyük ova tanımlamasında kullanılacak bir sayısal bir ölçek vermediğinden”, değerlendirme sırasında koruma altına alınmasına çalışılan ovanın ölçek anlamında çok büyük olması gibi bir zorunluluk duyulmayabilir. Önemli olan o ovanın “tarımsal potansiyelinin yüksek olması ve ağır yok olma ve bozulma riski altında” bulunmasıdır. Bu iki temel eksenin birlikte veya ayrı ayrı geçerli olması da mümkündür. Yani risk yoktur ama ova çok büyüktür. Ova çok büyük değildir ama ağır risk vardır ve ya her iki durum birlikte geçerlidir. Bu durumların tümünde, kanımızca ovanın koruma altına alınması çabalarını başlatmak gerekir.

8.Ova birden çok ili kapsıyor ise o illerin temsilcilerinin birlikte çalışmaları gerekebilecektir.

9.Sürecin baştan sona bütün aşamalarında olduğu gibi, çalışmalara başlarken de il Valiliği, il Tarım Müdürlüğü, var ise Ziraat Fakültesi var ise araştırma enstitüsü ve konuyla ilişkili benzeri kamu kurum ve kuruluşlarına gerekli bilgi verilmeli, amaç açıklanmalı ve her aşamada ilgi, duyarlık ve katkıları sağlanmalı ve sürecin tüm aşamalarında bulunmakları gerçekleştirilmelidir.

10.”BÜYÜK OVA BELİRLEMESİ YAPILMASI İÇİN KULLANILACAK TEKNİK FORMAT başlıklı belirleme belgesi, edinilebilecek veri, gösterge ve bilgiler kullanılarak ve kurgulanan sıralama gözetilerek doldurulmalıdır. Mümkün ise ovanın nitelik ve özelliklerini tanımlayacak olan ve formatta yer alan bilgi ve verilerin bütünü kullanılabilmelidir. Temsilciliğin bu bilgileri kendiliğinden edinmesi mümkün değildir. O nedenle, üstte belirtilen kamu kurum ve kuruluşlarının katkı ve yardımları alınmalı ve birlikte çalışma gerçekleştirilerek o kuruluşların da soruna sahip çıkmaları sağlanabilmelidir.

11.Her aşamada Genel Müdürlüğün bilgilendirilmesi yararlı olacaktır. Gerekli olması durumunda başta valiler olmak üzere konuyla ilgili kamu kuruluşlarının bilgilendirilmesi ve yardımlarının sağlanması amacıyla, Yönetim Kurulu Başkanlığı ve Genel Müdürlüğün bizzat yöreye gelerek ilgililerle görüşmeleri de istenmelidir.


Prof. Dr. Orhan DOĞAN
TEMA Genel Müdürü


Ekler:1.Büyük ovaların koruma altına alınması çalışma sürecinde, kamuoyu desteği sağlanmasına katkısı olacağı düşünülen “bilgilendirici ve yönlendirici” metin 15.12.2008
2.Büyük ova belirlemesi sürecinin aşamalarını açıklayıcı değerlendirme 14.1.2009
3.Büyük ova belirlenmesinde kullanılacak teknik format

Ek:1

yurt toprağına
sahip çıkalım....



yarın geç olacak




toprak yitiriliyor, yok oluyor!...

farkında mıyız?




ülkenin geleceği kayıyor,
insanımızın yaşam güvenliği ortadan kalkıyor!...

görüyor muyuz?



üretimin,
kalkınmanın,
tümüyle yaşamın

topraksız olamayacağının
bilincinde miyiz?


“bir avuç toprak
üretilemeyen kaynaktır”!...

farkında mıyız?

yıl l962 Anayasa Madde 44:

“Devlet toprağı korur, verimli işletilmesini sağlar ve geliştirir.”

Anayasaya rağmen 44 yıl boyunca süren toprak ve arazi talanı.


yıl 2005 Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu (Toprak Kanunu)

Madde 1: Amaç- “Toprak korunacak, geliştirilecek ve sürdürülebilirlik
doğrultusunda kullanılacak”

Madde 6: “İllerdeki Toprak Koruma Kurulları toprağın korunup geliştirilmesi için önlem alır, görüş oluşturur.”

Madde 7: “Devlet, arazi ve toprakla ilgili etüt, analiz, veri tabanı, sınıflama ve haritalama sorumluluklarını yerine getirir.”

Madde 10: “Devlet toprağın niteliği ve arazinin yeteneğine göre ülkesel ve bölgesel Arazi Kullanım Planlarını yapar.”

Madde 11: “Devlet, toprak ve arazi yapısına uygun tarım için Toprak Koruma Plan ve Projelerini hazırlattırır ve uygulanmasını sağlar.”

Madde 12: “Devlet, tarım amacı dışı arazi kullanımlarında, girişimciler ve yatırımcılarca Toprak Koruma Projeleri oluşturulmasını ve uygulanmasını sağlar.”

Madde 13: “Tarım amacı dışı tarımsal arazi kullanım kararlarını devlet verir.”

Madde 14: “Devlet, tarımsal üretim potansiyeli yüksek ve yoğun kirlenme, bozulma ve amaç dışı kullanım tehlikesi ile karşı karşıya olan Büyük Ovaları koruma altına alır.”

Ve özel Kanuna rağmen, Kanunun gereği yerine getirilmediği için 2005 den sonra da devam eden toprak ve tarımsal arazi talanı.....

Oysa; toprak yok ise üretim yoktur,
kalkınma gelişme yoktur,
yaşam yoktur.


-yasa çıkarmak yetmiyor.

-yasaları yaşama geçirmek gerek.

-yasaları uygulayacak yürek gerek,

-yasaları uygulayacak yönetim kararlılığı, kurumsal yapı ve mali kaynak gerek.

-bütün bunlar için, “toplumun geleceği adına toprağı korumayı ulusal ödev sayan yurt severlik bilici gerek.


Taslağını TEMA’nın hazırladığı ve yasalaşmasına öncülük ettiği Toprak Kanununun zaman yitirilmeden uygulanması, devletin ertelenemez ötelenemez toplumsal sorumluluğudur.


Doğal varlık ve kaynakların hızla bozulup tükendiği, iklim değişikliği ve kuraklığın bir doğal kıran niteliğine dönüştüğü bir dünya ve bir Türkiye’de, esasen yeterince yeterli ve zengin olmayan yurt toprağını korumamak, toplumun yaşam güvenliğini yok etmekle eş anlamlı bir sorumsuzluktur.

Önce, devletin konuyla ödevli özel sorumlularının, sonra da sorunla ilişkili tüm yetkili çevrelerin, Toprak Kanununun eksiksiz uygulanması konusunda yurt sever duyarlık sergilemelerini, hemen hiç duraksamadan, coşkuyla ve inançla, hukukun ve toplumsal sorumluluğun gereğini yerine getirmelerini toplumun sağlıklı geleceği adına bekliyoruz.

Bu ulusal ve toplumsal görevi öteleme ve erteleme hakkı ve sorumsuzluğu, hiç kimse için yoktur, olamaz, olmamalıdır.

Geliniz, Kanunu uygulamaya çok yaşamsal bir alandan, “büyük ovalarımızı koruma altına almaktan” başlayalım.

Geliniz, illerde bulunan Toprak Koruma Kurullarında üye olan TEMA gönüllülerinin “korunması gereken büyük ovalar hakkındaki önerilerini” gündeme alalım, ciddiyetle değerlendirelim, devletle sivil toplumun anlamlı demokratik dayanışmasını yaşama geçirelim ve “sahiplenilmesi gereken büyük ovaların koruma altına alınmasını sağlayarak”, Kanun uygulamasının ama daha önemlisi toprağı koruma sorumluluğunun anlamlı ve önemli adımını birlikte atalım.

Ve geliniz, ülke toprak ve arazi varlığının korunarak verimli kullanılmasının ön koşulunu oluşturan Arazi Kullanım Planlamasına, öncelikle koruma altına alacağımız büyük ovalarımızdan başlayalım.

Çünkü; “bir avuç toprak gerçekten de üretilemeyen tek kaynaktır”.

15.12.2008

TEMA
Ek:2
TOPRAK KORUMA VE ARAZİ KULLANIMI KANUNU’NUN 14. MADDESİNE GÖRE, İL TOPRAK KORUMA KURULLARI TARAFINDAN TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANLIĞI’NA ÖNERİLMESİ VE SONUÇTA BAKANLAR KURULU KARARI İLE KORUMA ALTINA ALINMASI GEREKEN “BÜYÜK OVALARIN” BELİRLENMESİ SÜRECİNDE, “TEMA NE YAPABİLİR?” SORUSUNA İLİŞKİN BİR DEĞERLENDİRME:

1.Sorun ve TEMA sorumluluğu:

Gündeme getirilmesi, hazırlanması, Bakanlar Kurulu’na sunulması ve yasalaşması süreçlerinde TEMA’nın belirleyici çaba ve katkıları bulunan TOPRAK KORUMA ve ARAZİ KULLANIMI KANUNU’nun uygulanması evrelerinde de “sorumlu katılımcılık” sergilemek, kanımca Vakıf açısından son derece önemli olacaktır.

Toprak Koruma Kurulları ile ilgili olarak anılan Kanun ve özel Yönetmelikte Vakıf önerileriyle oluşturulan hükümler uyarınca, kurullara katılan TEMA temsilcileri aracılığıyla sürdürülen bu “sorumluluğun” önemli bir alanını da” büyük ovaların koruma altına alınmasına katkı süreci oluşturabilir. Belirtilen nedenle, TEMA temsilcilerinin illerinde bulunabilecek “büyük ovaların” koruma altına alınmasına yönelik çabalar içinde olmaları ve bu çabalarını Toprak Koruma Kurullarına taşımaları gerekli olacaktır.

2.Kanun neleri öngörüyor?

Kanun’un konuya ilişkin 14. maddesinde “Tarımsal potansiyeli yüksek, erozyon, kirlenme, amaç dışı veya yanlış kullanımlar gibi çeşitli nedenlerle toprak kaybı ve arazi bozulmalarının hızla geliştiği ovalar; kurul veya kurulların görüşleri alınarak, Bakanlığın teklifi ve Bakanlar Kurulu kararı ile büyük ova koruma alanı olarak belirlenir.” hükmü bulunmaktadır.

Konuyla ilgili olarak kanımızca, öncelikle Kanun’un bu hükmünün analiz edilmesi ve bu analizle ortaya çıkan nitelik ve özelliklerin nasıl belirleneceğinin tartışılması gerekmektedir.

Olaya böyle bakınca, koruma altına alınması gereken ovanın ilk özelliğinin “tarımsal potansiyel yüksekliği” olduğu görülecektir. Potansiyel yüksekliğinin hangi göstergelerle belirleneceği sorusundan önce ise potansiyeli sağlayan “ekolojik, topoğrafik, fiziksel, kimyasal ve biyolojik belirleyicilerin” neler olduğunun ortaya koyulması ve bunların nasıl saptanacağının tartışılması gerekmektedir. Çünkü; maddede tanımlanan üretim potansiyeli, o ovanın “büyüklüğü, yüksekliği, eğimi, su potansiyeli ve yörenin ekolojisi” gibi çok genel özelliklerin yanında, arazi ve toprağa ilişkin nitelik ve yeteneklerin elverişliliğine bağlı olarak ortaya çıkmaktadır.

Maddeye göre korumayı gerektiren ikinci temel özelliği ise “erozyon, kirlenme, amaç dışı veya yanlış kullanım” gibi nedenlerle “toprak kaybı ve arazi bozulmasının meydana gelmesi” hususu oluşturmaktadır. Yani, üretim potansiyeli yüksek olan bu büyük ovada erozyon, kirlenme, amaç dışı ve yanlış kullanım gibi olumsuz süreçler yaşanacak ve bu süreçlere bağlı olarak “toprağın yok olması ve arazinin bozulması” olumsuzlukları yaşanacaktır. Kısaca korunacak büyük ova saptaması yapmak için, önce söz konusu ovada yaşanan bu türden olumsuzluk ve riskleri gözlemek, gözlemleri incelemeye araştırmaya dönüştürmek ve bilim teknik yöntemleri ile yok oluş ve bozulum süreçlerini sayısal parametreler ve göstergelerle ortaya koymak gerekmektedir.

Bu noktada tartışılması gereken bir hususu da, üstte özetlenen belirleyici unsurların bir arada olup olmayacağı konusu oluşturmaktadır. Çünkü Kanun maddesi, söz konusu alanın korunması gereken ova olması için “tarımsal potansiyelin yüksek olması” ile “toprak kaybı ve arazi bozulması” unsurlarının mutlaka ve kesinlikle birlikte bulunması konusunda yeterince açıklayıcı değildir. Yani; ovanın tarımsal potansiyeli yüksek olmakla birlikte, maddede sözü edilen kayıp ve bozulmalar yok ise o alan madde kapsamına girecek midir? Ya da tersi biçimde söz konusu ova sözü edilen olumsuzluklarla karşı karşıya olmakla birlikte, yüksek tarımsal potansiyele sahip değil ise o alan yine de madde kapsamına alınabilecek midir?

Bize göre maddede potansiyel ifadesinden sonra “ve” türünde bir bağlaç olmadığı için, maddede tanımlanan “yüksek potansiyel ve kayıp bozulma” unsurlarının biri birinden bağımsız değerlendirilmesi daha uygun olacaktır. Aksi halde, korunması gereken alanlar konusunda gereksiz tartışmalar oluşabilecek ve gerçekten de korunması gereken alanlar, bu iki unsurun birlikte aranması türünden gerekçelerle, koruma altına alınamayabilecektir. Özetle, bir ova çok büyük tarımsal potansiyele sahip olmayabilir ama, ciddi kayıp ve bozulma tehdidi altında ise korunmaya alınmalıdır. Tarımsal potansiyeli yüksek olan bir ova şu anda bu tür tehditler altında olmasa dahi aynı biçimde koruma altına alınmalıdır.

3.Büyük ova saptamasına ilişkin bilimsel ve teknolojik süreç:

Bir önceki maddede tanımlanmaya çalışılan “üretim potansiyeli ve olası risk” koşullarının belirli ve bilimsel nitelikli göstergelere dayandırılabilmesi, inandırıcılık ve sonuç almak bakımından gereklidir. Bu tür bilimsel bir belirlemeyi yapmak TEMA temsilcilikleri açısından kuşkusuz kolay değildir. Ne var ki çok ayrıntılı olmamakla birlikte, bölgede bulunan Ziraat Fakülteleri, konuyla ilgili araştırma enstitüleri ve il Tarım Müdürlükleri olanaklarından yararlanılarak, belli bir düzeyde teknik nitelikli değerlendirmeler yapmak mümkündür.

3.1. Genel nitelikli değerlendirme:

-Bu konuda kanımızca yapılması gereken ilk iş yörede Kanunda tanımlanana uygun ovanın bulunup bulunmadığı konusunda coğrafi açıdan doğru değerlendirme yapabilmektir. Bu hususta genel gözlemlerin yanında, şu anda İl Özel İdarelerinin yönetimine bırakılmış olan Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğünün etüt ve haritalarından yararlanmak mümkündür. İlgililer Köy Hizmetleri öncesi görev yapan TOPRAKSU Genel Müdürlüğünce 1967-1974 yılarında yapılan çalışmalarından yararlanılacağını belirtmektedir.Korunması öngörülen alan bir ova olabileceği gibi ova kapsamından daha büyük bir kapalı havza da olabilir. Alanın böyle bir havza olması durumunda, çalışmaların birden çok il kapsamında ve birlikte yürütülmesi gerekebilir. Örneğin; Konya kapalı havasının ele alınması halinde, çalışmaların Konya, Karaman, Niğde, Nevşehir ve hatta Ankara illeri kapsamında birlikte sürdürülmesi gerekebilir. Örneğin Bafra ovası söz konusu olacak ise çalışmaların yalnızca Samsun ilinde sürdürülmesi yeterli olabilecektir. Değinilen yönde bir değerlendirme ile korunacak alanın sınırlarının ortaya koyulması gerekir.

-Bu tür bir belirlemeyi somutlamak açısından ikinci saptamayı “ova büyüklüğü” konusunda yapmak gerekir. Kanunda ova büyüklüğünü belirleyecek bir ölçek tanımlaması yoktur ve kanımızca olmaması da doğrudur. Bu konuda önemli olan söz konusu alanın o il ya da yörenin ekonomik ve toplumsal yaşamında ve özellikle de tarımsal üretim bağlamında belirleyiciliğinin olmasıdır. Kimi illerde gerçektende alan olarak da büyük ovalar olabilir. Kimi illerde ise çok büyük alana sahip olmamasında rağmen, üstün nitelik ve yetenekten dolayı üretim potansiyeli çok yüksek olduğu için korunması gereken ovalar bulunabilir. Örneğin, Karadeniz bölgesinde fiziki anlamda çok büyük olmamasına rağmen, her anlamda yaşamsal önem taşıyan ovalar vardır. Benzer örnekler bir çok ilde de bulunabilir.Ya da kimi illerde de hem çok büyük alana sahip olmadığı ve hem de çok üstün üretim kapasitesi taşımadığı halde, kirlenme, bozulma, erozyon ve amaç dışı talan süreçleri yüzünden ciddi yok olma riski altında bulunan ovalar olabilir. “Ova büyüklüğü” konusunda özetlenmeye çalışılan türde bir değerlendirme yapılması uygun olacaktır. Özetle, büyük ova belirlemesini yalnızca fiziki arazi büyüklüğü değişkenine bağlamamak, uygun topoğrafyanın yanında elverişli ekoloji ve bu nedenle çok çeşitli ürün yetiştirilmesine uygunluk gibi üretkenlik unsurlarını ve tabii ki yaşanması olası riskleri de değerlendirmek ve sadece toprakla yetinmeyip “ekoloji-topoğrafya ve bitki deseni” unsurlarını da gözeten bütünlükçü bir bakış açısıyla saptama yapmak gerekir.

-Genel değerlendirme kapsamında topoğrafik nitelikli kimi saptamaları yapmak da mümkündür. Örneğin ilgili uzmanlar bu tür bir değerlendirmede “yüksekliğin 1200 metreden az olmasının, arazi eğiminin %8 in altında olmasının ve toprak derinliğinin 50 cm. den fazla olmasının önemli olduğunu belirtmektedir.

-Bu kapsamda bir başka değerlendirmeyi de “arazi kullanım durumu” konusunda yapmak gerekir. Söz konusu ovanın ne kadarının “tarım, orman, mera alanı olduğu, yerleşim ve tarım dışı diğer sektör ve hizmet alanlarına” ne kadarının ayrılmış olduğu gibi genel belirlemeler yapılabilir. Tarım alanının ne kadarının kuru ne kadarının sulu arazi olduğu verilebilir. Daha özelde ne kadar tarla ve bağ-bahçe alanının olduğu ortaya koyulabilir.

3.2. Arazi ve toprak yapısı değerlendirmesi:

Bu kapsamda fiziki anlamda genel bir arazi değerlendirmesinin yanında, detaylı olmamak koşuluyla fiziki ve kimyasal anlamda toprak yapısı değerlendirmesi de yapılabilir.

-Arazi ile ilgili olarak “düzeyi ve yönü ile eğim, düz ova, vadi, akarsu yatağı, plato, yamaç, sulamaya elverişlilik” ve benzeri unsurlarıyla arazi şekli” türünde saptamalar yapılabilir.

-Toprak yapısı ile ilgili olarak da ovanın genelini yansıtacak biçimde tanımlayıcı belirlemeler yapılabilir. Örneğin; “derinlik, killi tınlı ya da kumlu bünye özellikleri, su içeriği, su tutma kapasitesi, renk, taşlılık ve drenaj ve benzeri” fiziki saptamalar yapılabilir. Verimliliğin en önemli belirleyici olması anlamında “organik ve inorganik içerik, organik madde düzeyi, asidik ve bazik yapı yani ph” gibi kimyasal yapı belirlemeleri yapılabilir.

Bütün bu fiziki ve kimyasal verilere dayalı olarak o ovanın tarım arazileri hakkında Kanunda da belirtilmiş bulunan genel nitelikli bir “Arazi yetenek sınıflaması” tanımı yapılabilir. Yani ovanın ne kadarının “mutlak tarım arazisi, özel ürün arazisi, dikili tarım arazisi, sulu tarım arazisi ve verimsiz marjinal tarım arazisi” olduğu türünden genel saptamalar yapılabilir.

3.3. Tarımsal potansiyel yüksekliği belirlemesi:

Korunması gereken ovanın tarımsal potansiyelinin, ovanın genel özelliklerinin yanında toprağın bir önceki maddede özetlenen fiziksel ve kimyasal özellikli nitelik ve yetenek düzeyine bağlı olduğunu unutmamak gerekir. Çünkü, tarımsal üretimin ya da daha özel ifadesiyle toprakta gerçekleştirilen bitkisel üretimin potansiyelini o alanın büyüklüğünün yanında, o arazinin üretkenlik gücü ya da üretim verimliliği belirlemektedir. Üretim verimliliği ise kullanılan gidilerin etkisinin yanında ve onlardan önce “toprağın üretime elverişlilik düzeyine” bağlıdır.

Yani yüksek tarımsal potansiyel daha açık ifadeyle üretkenlik ve verimlilik gücü için, arazinin eğimi, taşlılığı, drenajı, bulunduğu yörenin iklimi, sulamaya elverişliliği, sulu ve kuru tarım yapılan alanların büyüklüğü, genel topoğrafyası önemlidir. Toprağın bünyesinin killi kumlu ya da tınlı olması, derinliği, su içeriği, su tutma kapasitesi, organik madde içeriği, azot fosfor ve potasyum gibi temel kimyasalların miktarı ve bileşimi gibi belirleyiciler önemlidir.

Arazi ve toprak yapısı ile ilgili olan bu unsurlarla, uygun girdi kullanımı ve yeterli teknoloji kullanımını değişkenleri buluşunca verimlilik dolayısıyla üretkenlik ve tarımsal potansiyel oluşmaktadır. Bu tür bir potansiyelin hiç değilse genel nitelikleriyle belirlenmesi için, ova kapsamında “ne kadar sulu ne kadar kuru tarım yapıldığı, kuru ve sulu tarımda tarla ve bağ-bahçe alanlarının ne kadar olduğu, tarla alanında belirleyici olanlar kapsamında hangi endüstri bitkilerinin ve hangi tahılların ve diğer tarla bitkilerinin üretildiği, bağ-bahçe alanında belirleyici hangi üretimlerin gerçekleştirildiği, bu temel belirleyici ürünler özelinde birim alan verimlerinin ne olduğu, bu verim düzeylerinin ülke ortalaması bakımından ne önem taşıdığı, yine belirleyici ürünler bazında ovada gerçekleşen toplam üretimlerin ne olduğu, mümkün ise bu üretim değerlerinin toplamda ne olduğu” gibi belirlemeler yapılabilmelidir.

3.4.Toprak kaybı ve arazi bozulması sürecinin gözlenmesi:

Bilindiği gibi Kanunda “erozyon, kirlenme, amaç dışı veya yanlış kullanımlar gibi çeşitli nedenlerle meydana gelen toprak kaybı ve arazi bozulmasının hızlı geliştiği ovalar” tanımı yapılmıştır. Bu tür bir kayıp ve bozulma süreci gözleme dayalı olarak ortaya koyulabileceği gibi temsil edici örneklemelere dayalı olarak da kanıtlanabilir. Korunması öngörülen ovada meydana gelen ve meydana gelme riski bulunan kayıp ve bozulma süreçleri, kanımızca alan gözlemlerinin yanında, ölçülebilir olumsuzlukları sayısal göstergelere dönüştürerek de ortaya koyulabilir. Örneğin; “su ya da rüzgar erozyonundan hangisinin geçerli olduğu, yaşanan erozyonun şiddeti, erozyon nedeniyle oluşan fiziksel kimyasal ve biyolojik olumsuzlukların düzeyi, amaç dışı tarım arazisi kullanımının ova kapsamındaki toplam alanı ve genele oranı, yanlış tarımın meydana getirdiği bozulum sorunları, yanlış toprak işlemenin yarattığı toprak kayıpları, yoğun ve vahşi sulamaların yol açtığı tuzlanma ve çoraklaşma düzeyleri, bütün bu nedenlerle oluşmuş üretim gerilemeleri ve benzeri” olumsuzlukların hiç değilse temsil edici örneklerle ortaya koyulması mümkündür. Başlangıçta da belirtildiği gibi, bölgede bulunan Ziraat Fakülteleri, Tarımsal Araştırma Enstitüleri ve İl Tarım Müdürlüğünün teknik eleman, araç ve teknolojik alt yapı olanaklarından yararlanılarak ve o kuruluşları ortak değer olan önemli ovaya sahip çıkmak anlayışında buluşturarak, toprak kaybı ve arazi bozulması süreçleri kanıtlanabilir.

4.Sürecin sonuçlanması:

Yukarıda üçüncü maddede açıklanmaya çalışılan ve biri birini bütünleyen süreçlerin tamamlanması ölçüsünde amaca ulaşmak kolaylaşacaktır. Sözü edilen teknik nitelikli analiz, etüt, saptama ve sayısal göstergeleri oluşturma gerekliliklerinin tümünün gerçekleşmesi kimi iller açısından zor olabilir. O iller bakımından olanakların elverdiği daha sınırlı saptamalarla yetinmek de gerekebilir. Ama, ilke olarak tanımlanmaya çalışılan nitelikte bir bilimsel yaklaşım ortaya koyulmadan inandırıcılık sağlanamayacağını unutmamak gerekir.

TEMA temsilcilerinin açıklanmaya çalışılan yönde çalışmalar yaptıktan sonra konuyu sözlü ve yazılı olarak önce Valilikler ve iş Tarım Müdürlüklerine aktarmaları ve Toprak Koruma Kurullarının olumlu görüşlerini sağlamak amacıyla da resmen kurullara iletmeleri gerekir. Bu kamu yetkililerinin olumlu katkılarının sağlanması için, yapılmış etüt inceleme ve araştırma bulgularının üstteki, sıralama gözetilerek rapor haline dönüştürülmesi uygun olacaktır.14.1.2009-01-14


Mahir GÜRBÜZ
TEMA Danışmanı

Ek:3

BÜYÜK OVA BELİRLEMESİ YAPILMASI İÇİN KULLANILACAK TEKNİK FORMAT


1.Ovanın genel özellikleri:

1.1.Ovanın ülke genelindeki coğrafi konumu,

1.2.Ovanın büyüklüğü (Hektar),

1.3.Ovanın sınırları ve mümkün ise coğrafi koordinatları,

1.4.Ovanın iklimsel özellikleri:

Yağışın biçimi (oransal anlamda kar ve yağmur gibi),
Yağışın coğrafi dağılımı (ova alanı kapsamında),
Yağışın mevsimlere göre oransal dağılımı,
Sıcaklığın yıl ve mevsim ortalamaları ile alt ve üst değerleri,
İlk ve son don tarihleri
Yıllık buharlaşma durumu
Oransal nem miktarı
1.5.Ova topoğrafyası (Yeryüzü biçimi açısından tanımlanması):

Ortalama yükselti ve yükseltinin alt ve üst sınırları
Ortalama eğim, mümkün ise eğim düzeylerinin alan bazında oransal dağılımı,
Düzlük alanlar oranı,(% 0 - % 2);(%2 - %6)
Eğimli alanlar oranı, (% 6 - % 12); + % 12
Taşlılık ve kayalılık durumu – Jeolojik yapı
Drenaj durumu,

1.6.Su olanak ve kısıtları:

Yer altı su kaynakları tanımlaması,
Yer üstü su kaynakları tanımlaması,
Akarsu yatağı tanımlaması,
Sulamaya uygunluk durumu, (Alan bazında oransal olarak),
Sulama suyu kalitesi

1.7.Risk göstergeleri ile yaşanan ve olası sorunların tanımı:

Su erozyonu olup olmadığı ve meydana gelme olasılığı,
Rüzgar erozyonu olup olmadığı ve şiddet tanımlaması,
Çölleşme riski tanımı,

Yerleşimler, sanayi, enerji, ulaşım, turizm ve benzeri süreçlerle kirlenme tanımlaması,

Yanlış tarım ve gübre ilaç gibi kimyasalların yarattığı kirlenme ve yapı bozulması oranı,

Yanlış sulamanın yarattığı sorunların olup olmadığı
Bu nedenlerle ya da başka etkenlerle tuzlanma, çoraklaşma eğilimi ve miktarı,

Amaç dışı tarım arazisi kullanımı: (Toplam alan, ova genel alanına oranı, mutlak, özel ürün, dikili tarım ve sulu tarım alanları bazında amaç dışı kullanımların miktar ve oranları)

1.8.Arazi kullanım durumu:

Yerleşim amaçlı (kent, köy v.b) kullanım miktar ve oranı,
Sanayi, enerji, ulaşım, turizm ve benzeri tarım dışı kullanımların miktar ve alanı,

Tarım arazisi miktarı ve toplamda oranı,
Yağışa bağlı tarım yapılan alan miktar ve oranı, nadas miktar ve oranı,
Sulu tarım yapılan alan miktar ve oranı,
Tarla arazisi miktarı ve oranı,
Bağ-Bahçe arazisi miktar ve oranı ve mümkünse meyvelik, sebzelik ve bağ alanları,
Örtü altı tarım alan miktar ve oranı,
Mer’a ve çayır alanları miktarı ve oranı,
Orman alanı miktar ve oranı,

Dağlık, alpin ve benzeri yararlanılamayan alan miktar ve oranı,

2.Toprak özellikleri:

2.1.Fiziksel özellikler:

Toprak bünyesive yapısı,
Ortalama toprak derinliği, sığlık tanımlaması ve derinlik düzeylerinin oransal dağılımı,
Gözeneklilik ve hacim ağırlığı,
Yaşlılık,
Ana kaya yapısı, (kireç taşı, marn, andezit v.b)
Renk özellikleri,

2.2.Kimyasal özellikler

Organik madde içeriği ve bu anlamda yeterlilik yetersizlik tanımının oransal dağılımı,

İnorganik madde içeriği ve temel bitki besin maddesi bazında element tanımı ve oransal dağılım,

Asidik ve bazik yapı tanımlaması, pH göstergeleri ve oransal açıklama,

Su içeriği ve su tutma kapasitesi göstergeleri,

2.3.Yetenek sınıflaması:

Arazi yetenek sınıflamasının dağılımı (I.,II .III.,IV.,V,VI.,VII.,VIII.sınıf)
Mutlak tarım arazisi miktarı ve oranı,
Özel ürün arazisi miktarı ve oranı,
Dikili tarım arazisi miktarı ve oranı,
Marjinal tarım arazisi miktarı ve oranı,

3.Ovanın tarımsal üretim potansiyeli:

3.1.Genel bitkisel üretkenlik gücü ve ürün deseni:

Kuru ve sulu koşullarda tarla arazisinde yetiştirilen temel ve belirleyici ürünlerin isimleri, (Buğday, arpa, mısır ve çeltik gibi hububat, pamuk, şeker pancarı ve pamuk gibi sanayi bitkileri, yem bitkileri)

Uygulanan ekim nöbeti(münavebe)

Bağ-bahçe arazisinde yetiştirilen temel ve belirleyici ürünlerin isimleri, (Önemli meyveler, önemli sebzeler, bağlar ve zeytinlikler)

Örtü altında yetiştirilen belirleyici ürünleri isimleri,

Var ise ovaya özgü özel ve önemli başka ürünlerin isimleri,

Hayvancılık potansiyelini tanımlayıcı göstergeler, (Büyük baş ve küçük baş hayvan populasyonu, kanatlılar miktarı v.b.)

Tarımsal üretimi geliştirecek tarımsal alt yapı yatırımlarının tanımlanması, (Sulama amaçlı yapılar, sulama şebekeleri, drenaj ve tesviye gibi tarla içi geliştirme etkinlikleri ve toplulaştırmalar)

Tarıma dayalı sanayi ile ilgili tanımlayıcı göstergeler,

3.2.Bitkisel ürünler bazında verim ve üretim göstergeleri:

Birim alana ortalama ürün verimi (kğ/dekar ya da kğ/ağaç)

Bu ortalama verimin ülke verim ortalaması ile karşılaştırılması,

Ortalama verim ve ürün alanı ilişkisi kurularak, ürünler bazında toplam üretim miktarı, (ton)

3.3.Üretim değerleri ve işleme ve değerlendirme olanakları:

Ürünler bazında toplam üretimin 2009 fiyatlarıyla toplam değeri (TL)

Ovanın tüm bitkisel ürünlerinin toplam değeri,

4.Ovayı tanımlayıcı başkaca veri ve bilgiler:

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder